a Ramazan Bayramı b) Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı 5) Aşağıdakilerden hangisi milli bayramlarımızdandır? a) 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı b) Kurban Bayramı 6) Aşağıdakilerden hangisi dini bayramlarımızdandır? a) Ramazan Bayramı b) Zafer Bayramı 7) Aşağıdakilerden hangisi milli bayramlarımızdandır? Hititdininin uygulama alanlarından bir olan “Bayramlar” da değişik etnik kökenlere ait unsurları birleştirmiş ve Hititler tarafından tabletlere ayrıntılı bir şekildekaydedilmiştir. Bu yönü ile bayram metinlerini, törenlerin nasıl yapılması gerektiğini gösteren birer enstrüksiyon metni olarak da tanımlayabiliriz. Haydi babanın yanına gidelim de seni babandan isteyeceğim ve seni okutup sarayımda vezir yapacağım, der. Değirmende un öğüten babasının yanına gelirler. Padişah, Ayaz’ın babasına bakar. Saçı sakalı, üstü başı un içinde. Baba bu çocuk senin mi, der. Evet padişahım cevabını alır. Çocuğu çok iyi yetiştirmişsin Birbayram sabahı erkenden kalkan Çağrı neşeyle annesinin ve babasının almış olduğu yeni kıyafetleri ve ayakkabısını heyecanla giyinmeye başlamıştı. Bütün kıyafetleri yepyeniydi, kıyafetlerin kokusu tıpkı yeni kitapların kokusuna benziyordu. Kıyafetlerini hiç giymeyip bayram gününe özel olarak saklamıştı. samibiberoğulları 526 şiiri ve 1514 yazısı kayıtlı Takip Et MİLLİ BAYRAMLARIMIZIN İLGİNÇ HİKAYELERİ , ÜVEY EVLAT MUAMELESİ GÖREN 19 MAYIS VE CUMHURİYET BAYRAMI KUTLAMA MESAJI "Dini ve milli bayramlarımız bizi biz yapan, kökümüze, tarihimize ve maneviyatımıza bağlayan ve birliğimizi pekiştiren müstesna dönemlerdir. Doğudan batıya, kuzeyden güneye büyük bir aile olan Türk milleti bayram şuuruyla, huzur ve refahın, adalet ve hakkaniyetin mihveri olduğu bilinciyle her zeminde bu hissiyatı ispat JAHBzCe. “Milli ve dini bayramların önemi ile ilgili kompozisyon” konusuna yer ve dini bayramlar toplum olarak bizleri bir araya getiren, birlik beraberliğimizin en güzel sembollerinden biridir. Bu birlik ve beraberlik ruhu her yıl milli ve dini bayramlarda öne plana çıkar. Böylece toplumsal bir dayanışma ortamı oluşur. Bu bayramlarda insanların bir araya gelmesi, birbirini önemsemesi çok anlamlıdır. Milli bayramlarımız ile ecdadımızın tarihteki kahramanlıklarını, vatanımız için şehit düşmelerini, canlarını feda etmekten çekinmediklerini hatırlarız. Ayrıca onları rahmet ve minnetle yâd ederiz. Milli bayramlar vatan sevgisinin nasıl olduğunu anlatır bizlere. Çünkü biz kahraman ecdadımızın Kurtuluş savaşına hangi şartlar altında savaştıklarını milli bayramlar ile çok daha yakından öğreniriz. Bu açıdan milli bayramlarımız onları minnetle andığımız günlerdir. Dini bayramlarda yardımlaşma, merhamet, sevgi, saygı, birlik ve beraberlik duyguların öne çıktığı bayramlarımızdır. Dini bayramlarda temiz elbiseler giyilir, aile ve akraba ziyaretleri yapılır. İhtiyaç sahibi insanlara yardım edilir. Bu ve benzeri güzel davranışların sayısı dini bayramlarda artar. Milli ve dini bayramlar milletimizin birbirine kenetlenmesini sağlar. Böyle çok değerli ve güzel olan bayram geleneğine sahip olduğumuz için ben çok seviniyorum. Sonuç olarak kültürümüz açısından milli ve dini bayramların önemi büyüktür. Birlik beraberliğimizin sembolü, yardımlaşma ve dayanışmanın en güzel örneği, milli ve dini anlamda sorumluluğumu olan bayramlarımızı her zaman önemsemeliyiz diye düşünüyorum. 12 Ağustos 2021 Milli Bayramlarımız Nelerdir ? Dini Bayramlarımız Nelerdir ? Milli Bayramlarımız Nelerdir ? Dini Bayramlarımız Nelerdir ? Milli ve dini bayramlarımız, ülkemizde her sene kutlanan, gelenek ve göreneklerimizi aynı zamanda milli bağımlılığımızı temsil eden günlerdir. Ülkemizde toplam 7 adet bayram bulunmaktadır. Bunların 5 tanesi Milli Bayram iken, 2 tanesi Dini Bayramdır. Yazımızda bunları sizin için derleyip, hikayelerine yer verdik. Milli Bayramlarımız Nelerdir ? Milli bayramlarımız tarihi geçmişimizle gururlanmamız için ve birlik beraberliğimizi hatırlamamız için kutlu gün olarak ilan edilen günlerdir. Bu günlerde zamanında bizim adımıza ülkemizi kurtarmak için savaşmış kahramanlarımızı ve en önemlisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ü anarız. Her sene coşkuyla beklediğimiz bu bayramları gelin başlıklar halinde inceleyelim. Milli bayramlarımız ; Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Yılın ilk milli bayramı olma özelliğini taşıyan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, her yıl 23 Nisan günü kutlanmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı gün olan 23 Nisan 1920 tarihine atfen, saltanatın kaldırıldığı yıl olan 1922 tarihinden itibaren kutlanmaya başlamıştır. Ülkemizde ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kutlanan bu bayramı, Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK çocuklara armağan etmiştir. Atatürk’ü Anma ve Gençlik Spor Bayramı Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Bandırma vapuru ile Samsun’a çıktığı tarih olan 19 Mayıs 1919, ülkemizde milli bayram olarak kutlanan ikinci gündür. ATATÜRK’ün Samsun’a çıkışı, Türk Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç tarihi olarak kabul görmektedir. Türk gençliğine armağan edilen bir milli bayramdır. 1926 yılında ’Gazi Günü’’ adı altında Samsun’da kutlanan bayram, 24 Mayıs 1935’te ’Atatürk Günü’’ olarak tüm yurda yayılmıştır. 1981 yılını Atatürk Yılı ilan eden Kenan Evren tarafından ise, güncel ismine kavuşmuştur. Zafer Bayramı Büyük Taarruz sonucunda, 30 Ağustos 1922 tarihinde düşmanın Dumlupınar’da mağlup edilmesi ve düşmanın yurt topraklarından dışarı sürülmeye başlanması sebebiyle, her yıl 30 Ağustos’ta kutlanan bir milli bayramdır. Hem Türkiye’de hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde milli bayram olarak kutlanmaktadır. İlk kez 1924 yılında Başkumandan Zaferi olarak Afyon’da kutlanan bayram, 1926 yılından itibaren Zafer Bayramı adıyla tüm yurtta kutlanmaktadır. Cumhuriyet Bayramı 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet’in ilan edilmesi sebebiyle, 2 Şubat 1925’te Hariciye Vekaleti’nce verilen bir kanun teklifinin kabul edilmesi ile resmi olarak bayram ilan edilmiştir. Mustafa Kemal ATATÜRK, Cumhuriyet’in kutlamaları için 29 Ekim 1933’de verdiği Nutku’nda, bu bayramı ’En Büyük Bayram’’ olarak ilan etmiştir. Demokrasi ve Milli Birlik Günü 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen hain darbe kalkışmasının, halkın ve emniyet güçlerinin direnişi sayesinde bozguna uğratılması sebebiyle ilan edilen gündür. Direniş sırasında hayatını kaybeden 240 vatandaşımızı da andığımız bugün de, çeşitli törenler düzenlenmektedir. Dini Bayramlarımız Nelerdir ? Dini bayramlarımız nelerdir ? Dini bayramlarımız, yaradana olan inancımızı tam olarak kanıtladığımız günlerden sonra kutlanır. Peki, bu dini bayramlarımız neler ? gelin bakalım. Ramazan Bayramı İslam aleminin oruç tutma ayı olan ramazan ayından sonra 3 gün süreyle kutlanan bayramdır. Hicri takvime göre Şevval ayının 1’i ile 3’ü arasına denk gelir. Hicri takvim ile miladi takvim arasındaki 11-12 günlük fark sebebiyle, miladi takvimde Ramazan Bayramı her yıl farklı zamanda kutlanır. Her yıl 11-12 gün geri gider. Diğer bir adı ise Şeker Bayramı’dır. Kurban Bayramı İslam aleminde hicri takvime göre Zilhicce ayının itibaren 4 gün süreyle kutlanan bayramdır. Zilhicce ayının onuncu, on birinci ve on ikinci günleri ’Eyyam-ı Nahr’’ yani Kesme Günleri adıyla anılır. Aynı zamanda Müslüman alemi için Mekke’de Hac yapılan tarih de kurban bayramıdır. Ay takvimi olan hicri takvim ile güneş takvimi olan miladi takvim arasındaki farklar nedeniyle, tıpkı Ramazan Bayramı gibi her sene 11-12 gün erken kutlanmaktadır. Milli Bayramlarımız Nelerdir ? Dini Bayramlarımız Nelerdir ? Her biri ayrı önemde ve birbirinden değer milli ve dini bayramlarımızı anlatmaya çalıştığımız bu yazının sonunda, tüm bayramlarımızı coşku ile kutlamayı temenni ediyoruz. Bayramların bir arada yaşamamız açısından önemi nedir? Bayramlar birlik ve beraberliğimiz açısından önemi birlik ve beraberliğimizi artırırİnsanlar arasında kardeşlik ve dostluğu artırırTarihi ve kültürel bağları güçlendirirBir millete bağlı olma aidiyet duygusunu artırır, bu yüzden bayramların bir arada yaşamamız açısından önemi BİLGİBayramlarımız kültürel unsurlardandır. Dini, milli veya mevsimlik bayramlarımız bir arada yaşamamıza katkı sağlar. Ramazan ve Kurban Bayramı dini, Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı milli bayramlarımıza bayramda komşular, arkadaşlar ziyaret edilir. Büyükler ziyaret edilerek elleri öpülür. Bayramlarda sofralar kurulur, akraba ve komşularla bir arada yemekler millî, dinî veya özel olarak önemi olan ve kutlanan gün veya günlerdir. 3Sosyal Bilgiler ders kitabı cevapları Ülkemizde milletçe ortak olan değerlerimiz aynı zamanda birlik beraberliğimizi sağlayan simgedir. Dini bayramlar, din açısından kutsal sayılır. Milli bayramlar millet olarak ülkemizin kurtuluş ve kuruluşu gibi önemli günlerdir. Bayramlarımız herkesin ortak sevinci olmaktadır. Dini Bayramlar Türk milleti İslam dinine bağlı olan millettir. Bayram zamanlarında akraba ziyaretleri yapılır, büyükler ziyaret edilir, küçükler sevilir, insanlar arası yardımlaşma ve dayanışma en üst seviyeye gelir. Dinen iki bayramımız vardır bunlar Ramazan bayramı ve Kurban bayramıdır. Ramazan Bayramı Ramazan ayının hemen ardından başlar. Ramazan ayı boyunca oruçlar tutulduktan sonra ibadetler yapılır. Bayram 3 gün boyunca devam eder. Oruç tutarak kazanılan sevaplar bayramla birlikte kutlanır. Allah rızası için tutulan oruçlar yerine getirilmiş olur. Her yaştan insanın katıldığı bu bayramlar sevgi, saygı ve coşku ile karşılanır. Küskün insanlar bir araya gelir, kırgınlar barışır, büyüklere ziyaretler yapılır. İkramlar sunularak tüm İslam aleminde mutluluk görülür. Kurban Bayramı Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’i Allah’a kurban olarak atamak istemesiyle başlamıştır. Allah’ın Hz. İbrahim’e koş göndermesiyle başladı. O günden itibaren her yıl düzenli olarak Kurban bayramı yapılmaktadır. Hicri takvime göre Zilhicce ayının 10. Gününde başlar. Miladi takvime göre her yıl geriye kaymaktadır. Allah rızası için kurbanlar kesilir, insanlar birbirlerine destek olur ikram eder. Her eve yiyecek girer karınlar doyar insanlar birbirlerine saygı duyar. Milli Bayramlar Yurdumuz işgal altındayken kahraman Türk insanları bağımsızlık için mücadele etmiştir. Cumhuriyet kurulana kadar bir çok süreçten geçmiş. Kaderimizi değiştirecek kararlar alınmış, insanlığa yol gösterilmiştir. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Devletimizin yeni yönetim biçiminin Cumhuriyet olarak ilan edildiği gündür. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olmuş, Türk halkı seçme ve seçilme hakkına sahip olmuştur. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Ankara’da meclisin toplandığı gün ve Anadolu mücadelesinin başladığıdır. Atatürk, bu günü ülkenin gelecekte olan sahipleri olan çocuklara armağan etmiştir. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı Atatürk’ün Anadolu topraklarına ilk adımı attığı gündür. Bu günde Atatürk milli mücadeleyi başlatmıştır. 19 Mayıs 1919 tarihinde Atatürk Samsun’a ayak basmıştır. 30 Ağustos Zafer Bayramı Kurtuluş savaşında Başkomutanlık Meydan Savaşı’nın kazanıldığı gündür. Zafer bayramı olarak ilan edilmiştir. Ülkemiz düşman işgalinden kurtulmuştur. Başa dön tuşu 23 Nisan 102 yıl öykü örnekleri, bu sene 102. yılını kutlayacağımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı için araştırılmaya başlandı. İşte, öykü örnekleri....ÖYKÜ NEDİR?Hikâye ya da öykü, gerçek ya da gerçeğe yakın bir olayı aktaran kısa, düzyazı şeklindeki anlatıdır. Kısa oluşu, yalın bir olay örgüsüne sahip olması, genellikle önemli bir olay ya da sahne aracılığıyla tek ve yoğun bir etki uyandırması ve az sayıda karaktere yer vermesiyle roman ve diğer anlatı türlerinden olayın geçtiği yer sınırlı, anlatım özlü ve yoğundur. Karakterler belli bir olay içinde gösterilir. Bu karakterlerin de çoğu zaman sadece belli özellikleri yansıtılır. Konu tümüyle düş ürünü olabilir ya da son derece gerçekçidir. Genellikle ironik bir rastlantı yoluyla oluşturulan özel bir an üzerindeki yoğunlaşma sürpriz sonlara olanak verir. Hikâyede kişiler, olay örgüsü, mekân, zaman, anlatıcı ve bakış açısı olmak üzere beş temel yapı unsuru NİSAN ÖYKÜ ÖRNEKLERİ 23 NİSAN 101 YIL ÖYKÜ ÖRNEKLERİÖrnek 1 23 NisanBugün 23 Nisan, çok mutluyum. Sabah erkenden kalktım. Okuldaki müsamere için hazırlanmaya başladım. Okuldaki müsamere de ben de görevliydim. Bir şiir okuyacaktım. Şiiri sular seller gibi ezberlemiştim. Belki mutluluğum biraz da üstümü giyindikten hemen sonra kahvaltımı yaptım ve yola koyuldum. Okula yürüyerek gittim. Arkadaşlarımla yolda buluştum. 23 Nisan sevinci herkesin yüzüne yansımıştı. Herkes bugüne çok hazırdı. Ben de öyleydim. Bir an evvel okla gitmek istiyordum. Biraz sonra okula şen şakraktı. Marşlar çalıyor ve öğrenciler oynuyordu. İdare dünyanın dört bir yanından misafir öğrenciler getirmişti. İngilizce öğretmenimizin yardımıyla da onlarla konuştuk ve dertleştik. Gerçekten bütün dünya çocuklarının derdini dert edinmek çok bu konuda öncü bir devletti. Pek tabi bunda milletin de etkisi vardı. Şiir okuma kısmına geçildiğinde sıra bana gelmişti. Güzelce şiirimi okudum ve teşekkür ettim. Devamında birlik ve beraberlik içinde olmamız gerektiğinden ve dünya insanların bize ihtiyaç duyduğundan şiirimden daha çok alkışlandı. Annem de beni seyretmeye gelmişti. Konuşma sonrasında bana çok duygulandığını ve çok gururlandığını söyledi. Güldüm ve sarıldım. 23 Nisan böyle bir gündü. Bizi biz yapan günlerden biriydi. Asla unutulmaması gerekirdi. O gece rahat bir uyku uyudum ve vazifemi tam manasıyla yerine getirdiğimi düşündüm. İçim neşe 223 Nisan'ımızGözleri açmıştım. Koşarak lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım nedense bu gün içimde bir heyecan vardı. Hemen annemi yatağından çekiştirip . ' Anne uyan ! uyan ! ' dedim . 'Bu gün 23 Nisan ' dedim . Annem de hemen uyandı . Bana giymem gereken kıyafetlerimi verdi. Bu gün okulda tören vardı. Hemen giymem gereken kıyafetlerimi giydim. Koşarak sofraya oturup annemin lezzetli mi lezzetli yaptığı patates kızartmasını yedim . Sonra annemle birlikte okula gittikAnnem beni okulun kapısından sonra bıraktı. Çok mutluydum bu gün hem ders yoktu hem de bizim günümüzdü . Yani çocukların günüydü. Öğretmenlerimiz eşliğinde sınıflara çıktık sınıfımızı bir güzel dekorite ettik . Etrafa balonlar ve Atatürk posterleri astık. Sonra öğretmenimiz bize bu günün öneminden uzunca bahsetti. Meğer Atatürk sayesinde buralardaymışız. Sonra sırayla konfrans salonuna gittik . Bir anda müzikler çalmaya başladı. Bizler de izliyorduk . Ülke ülke kzılar ve erkeler eşli dans ediyordu. Çok eğlenceliydi....Örnek 323 Nisan ve Küçük AliUlusal bayramlarımız içinde en sevdiğim bayram 23 Nisan'dır. Çünkü benim çocukluğumda okulca iki ulusal bayram kutlanırdı. Biri Cumhuriyet, diğeri 23 Nisan. Okulun açılışının ilk günlerine rastladığı için yeteri kadar hazırlanma fırsatı bulamadığımızdan Cumhuriyet Bayramı kutlamaları yavan ve sönük 23 Nisan öyle mi? Bir kere hazırlık için uzun bir süre var. Sonra, uzun ve sert geçen bir kıştan sonra sıcak günlerin habercisi, baharın başlangıcı, tabiatın uyanışı, börtü böceğin canlanması… 23 Nisan beni, çocukluk günlerime, ilkokuluma götürür. İki ya da üçüncü sınıftaydım. O gün gökyüzü bulutsuz, hava sıcaktı. Yemyeşil harman yerinde kuzular, koyunlar, danalar, taylar otluyor, kadınlar madımak bahçesinde sıra olduk. Başta bir ağabeyin taşıdığı okul bayrağı arkada annelerimizin hazırladığı küçük ebatlı Türk bayraklarımızla Eskişehir Marşı'nı söyleyerek köyü baştan başa dolaşıp harman yerine, geniş harman yerinde tek bir ev olan tuğlalı ve balkonlu bizim “öğretmenevi” dediğimiz, resmi ağızların lojman dedikleri binanın önüne geldik. Büyüklerimiz önceden gelip kendileri için ayrılan yerlere yerleşmişlerdi bile…Lojmanın yerden bir metre kadar yüksek olan balkonu sahne olarak düşünülmüş. Önüne asılan perde, Küçük Ali piyesinin dekorunu saklamakta, diğer etkinlikler perdenin önünde gerçekleşmekteydi. Seyirciler, sahnenin önünde, yaşlılar sandalyelerde diğerleri uygun buldukları yerlere ilişmiş, ama hepsinin gözleri pür dikkat sahnede…İstiklal Marşı, günün anlam ve önemini belirten konuşma, şiirler, türküler, halk oyunları, alışılmış ama köyümüz için renkli görüntülerdi. Hepsi ayrı beğeni topluyor, özellikle kahramanlık ve Atatürk Şiirleri, yaşlılarımızı ve kimi gazilerimizi derinden bağlı yoğurt yeme yarışları, ağza alınan kaşıklardaki yumurtaları düşürmeden koşma yarışmaları, çuvala girerek yapılan koşular, köylümüzün şimdiye kadar görmediği, şaşkınlık ve beğeniyle izlediği yarışmalardı. Bütün bu ve benzeri etkinliklerden sonra sıra piyese, Küçük Ali piyesinin sergilenmesine ayrıntısıyla hatırlamıyorum ama konusu Kurtuluş Savası'yla ilgiliydi. Yedi – sekiz yaşlarındaki Küçük Ali'nikahramanlıklarının anlatıldığı oyun, şehit olan Ali'nin bayrağa sarılı cesedinin bir büyüğünün kucağında görülmesiyle sona eriyordu. Bu final büyük küçük herkesi etkilemişti. Aralarında Kurtuluş Savaşı gazilerinin de bulunduğu büyüklerimiz neler düşünüyordu bilinmez ama biz küçükler kararımızı çoktan vermiştik bile.– Seneye 23 Nisan'da Küçük Ali'yi ben oynayacağım. Büyüyünce de kesinlikle öğretmen olacağım. 23 Nisanları daha görkemli kutlamak YAZARKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER NELERDİR?Yer, zaman ve mekân belirleyin. Bunları anlatırken mahkeme kararı gibi değil de öykünün içine yedirerek anlatın. Anlatıcı bakış açısını seçin. Gözlemci, birinci şahıs veya Tanrısal bakış açılarından hangisi öykünüze uygunsa veya hangisinde yazmayı daha çok seviyorsanız ona karar verin kiplerine dikkat edin. Mesela bir cümlede -di'li geçmiş zaman kullanırken bir sonraki cümle -miş'li geçmiş zaman olmamalı. Cümlelerinizi özenle kurun. Günlük konuşma dili gibi yazmayın. Geldi, dedi... Sadece böyle anlatırsanız okuyucuyu yakalayamazsınız. Çok fazla olmasa da biraz iyi analiz edin. Okuyucunun gözünde canlanması ve sanki tanıdığı biri gibi olması okurken daha fazla ilgi duymasını sağlar. Bunun için de karakterlere gerçekte insanların sahip olduğu özellikleri yüklemelisiniz. Bunlar kötü şeyler de olursa daha inandırıcı sonu şaşırtıcı olmalıdır. Bunu tek bir cümleyle veya birkaç yaptığınızda çok daha etkili olacaktır. İyi bir TÜRLERİ NELERDİR? Hikaye yaşanmış ya da yaşanabilme ihtimali olan olayların ya da durumların başkalarına aktarılmasıdır. Bu olaylar okuyucuya aktarılırken dünya çapında birbirinden farklı iki hikaye yöntemi kabul görmektedir. Bu hikaye türleri olay ve durum olarak adlandırılabildikleri gibi temsilcilerinden aldıkları isimlerle yani Maupassant tarzı ve Çehov tarzı olarak da Olay Hikayesi Olay hikayeleri ya da Maupassant tarzı hikayeler adeta bir romanın küçük halidir şeklinde tanımlanabilmektedir. Bu hikayelerin merkezinde bir olay vardır ve olay; serim, düğüm, çözüm bölümlerine mantıksal bir uyumlulukla sonuçlanmaktadır. Hikayenin sonunda olaylar bir sonuca ulaştığından, olay ve kişiler hakkında yeterli bilgiler verildiğinden okuyucunun hayal gücüne ihtiyaç duyulmaz. Olay hikayeleri bittiğinde okuyucu tarafından merak edilecek bir şey de kalmamış olur. Bu hikayelerde kişiler ve çevrenin incelenmesine, tasvirine de ayrıca yer verilir. Olay hikayelerinin geliştiricisi ve dünya çapındaki temsilcisi Fransız yazar Guy de Maupassant’dır. Türk edebiyatında ise olay hikayesi denildiğinde akla gelen ilk isim Ömer Seyfettin Durum Hikayesi Olayın ikinci planda tutulduğu durum ya da Çehov tarzı hikayeler bu yönüyle romandan da ayrılmış olurlar. Olaydan çok yaşamın belli bir kesitinin ele alınıp ruhsal çözümlemelere yer verilir. Hikayenin bitmesiyle aslında her şey bitmez, okuyucunun hayal gücünde farklı bir şekilde devam eder hikaye. Kişiler ve çevre hakkında bize bilgiler verilmekten çok sezdirilir. Durum hikayeciliğini geliştiren ve dünya çapında bu tarz hikayeleriyle tanınan yazar ise Rus Anton Çehov’dur. Türk edebiyatında durum hikayelerinin temsilcileri ise Sait Faik Abasıyanık ile Memduh Şevket Esendal NİSAN'IN ANLAM VE ÖNEMİ NEDİR?23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilân ettiği 23 Nisan 1924'te '23 Nisan' gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929'da Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiştir ve 23 Nisan ilk defa 1929 yılında Çocuk Bayramı olarak da kutlanmaya başlanmıştır. 1979'da, yine ilk olarak altı ülkenin katılmasıyla uluslararası boyuta taşıdığımız bu millî bayramımıza, ortalama olarak her yıl kırkın üzerinde ülkeden gelen ve Türk çocuklarının misafiri olan yabancı ülke çocukları da katılmaktadır. Dünya'da çocuklarına bayram hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke Türkiye'dir."23 Nisan", 1921'de çıkarılan 23 Nisan'ın Milli Bayram Addine Dair Kanun ile, Türkiye'nin ilk ulusal bayramı olmuştur. İlk kez ortaya çıkan bu bayramda ne ulusal egemenlikten ne de çocuklardan söz edilmekteydi. Zaten daha o yıllarda Osmanlı saltanatı hala kanunen hüküm sürmekteydi. 1 Kasım 1922'de saltanatın kaldırılmasıyla 1 Kasım, Hakimiyet-i Milliye Bayramı Ulusal Egemenlik Bayramı olarak kabul edilmiştir. Daha sonraki yıllarda, TBMM'nin açılış tarihi olan 23 Nisan "Milli Hakimiyet Bayramı" olarak kutlamış ve bu durum 1 Kasım'ın uzun vadede bayram olarak unutulmasına neden olmuştur. 1935'te bayramlar ve tatil günleriyle ilgili kanun değiştirilmiş ve "23 Nisan Millî Bayramı"nın adı "Millî Hakimiyet Bayramı" haline getirilmiş, böylece 1 Kasım Hakimiyet-i Millîye Bayramı ile 23 Nisan Millî Bayramı birleştirilmiştir.

konusu dini ve milli bayramlar olan bir hikaye