ÖkkeşLunaparkta Adlı Hikaye Dünya Çevre Günü Şiirleri 2014-2015 9.Sınıf Matematik Dersi 2.Dönem Telafi Sınavı 2015 2.Sınıf Hayat Bilgisi Konu Özetleri 3.Sınıf Matematik Genel Değerlendirme 12.Sınıf Din Kültürü Ve. DEDE KORKUT HİKAYELERİ- KISA ÖZET. İskendernâme- Sayfa 108-114 - 10.sınıf Edebiyat Tweetle Dirse Han’ın oğlu on beş yaşındayken bir boğayı yendiği için Dede Korkut tarafından ona “Boğaç Han” adı verilir. Dede Korkut, Boğaç Han’a adını koyduktan sonra babası Dirse Han’a ona beylik vermesini söyler. Romanın özeti : Ahmet Celâl, bir 20082009 öğretim yılı ödev68 sitesi 10.sınıf Sınıfı Türk Edebiyatı Dersi Birinci Dönem İkinci Yazılı Sınav Sorularıdır. Veysel bu gurbetlik kâr etti cana DedeKorkut hikayeleri, kültürümüzün önemli bir parçasıdır. Oğuz Türklerinin yaşayışları hakkında birçok bilgi barındıran bu hikayeler, epik destanımsı hikayeler olup, destan döneminde halk edebiyatına geçiş döneminin en önemli eserleridir. DedeKorkut'un 12hikayesinin özeti lazım,1hafta müddetim war. Ayrıca ne kadar saçma olsa da 12hikayeden birisi sınav soruus Saygılar 30-12-06, 14:12 #2: osi. C: [EDEBİYAT]Dede Korkut Hikayeleri LAZIM. burdanistedin hikayenin özetini bulabilirsin altta yazıyo hikayelerin adları üstüne tıkladınmı gösteriyo Kapalı Konu: Bu DedeKorkut hikâyelerinde Oğuzların kendi iç mücadeleleri, kuzeylerinde yaşayan düşmanlarla yaptıkları mücadeleler, çeşitli olağanüstü varlıklarla karşı verilen mücadeleler ve aşk konuları işlenmiştir. Hikâyelerde nazım (şiir), nesir (düz yazı) iç içedir. Nazım kısmında belli bir ölçü yoktur. Yarım uyak ve aliterasyonlar boldur. D9RwEn. Dede Korkut Hikâyeleri Destan geleneğinden halk öykücülüğüne geçişin ilk ürünü olarak kabul edilir. Hikâyelerin asıl adı “Kitab-ı Dede Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan” olarak bilinir. Türkçesi, Oğuz diliyle Dedem Korkut’un iki hikâye bir önsözden oluşan bu eserde Oğuz Türklerinin iç ve dış mücadeleleri olarak yayılan bu eser son şeklini almış ve 15. yüzyılda Akkoyunlular döneminde yazıya geçirilmiştir. Hikâyelerin yazarı belli değildir. Dede Korkut hikâyelerin kahramanı değil olaylar nesir, kahramanların duygu ve düşünceleri nazımla dile getirilmiştir. Olağanüstü olayların yer aldığı bu eserde canlı ve doğal bir anlatımla arı bir dil asonans ve aliterasyonlara sıkça yer verilmiştir. Ayrıca cümle içi kafiyeler, cümle sonlarındaki seciler iç kafiye ve deyimler dikkat çeken Korkut hikâyelerinin iki nüshası bulunmakta olup biri Almanya’da Dresden Kütüphanesi’nde diğeri de Vatikan’ yılında Kilisli Rıfat Bilge bu hikâyeleri Dresden yazmalarından kopya edinerek yayımlamıştır. Muharrem Ergin 1925 – 1995 Azerbaycan’ın Ahıska bölgesinde doğan araştırmacı, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun süre öğretmenlik hayatından sonra dil alanında yaptığı çalışmalarla adından söz ettiren sanatçı profesörlüğe kadar yükselmiştir. Edebiyat araştırmacılığının yanında Ortadoğu gazetesinde fikir yazıları da kaleme almıştır. Bazı Önemli Eserleri Türk Dil BilgisiOsmanlıca Dersleri Üniversitelerde okutulmaktadır.Dede Korkut KitabıOrhun AbideleriTürklerin Soy KütüğüMilliyetçiler Birleşiniz Halk Hikâyeleri Halk hikâyeleri İslamiyet öncesinde kullanılan destan anlayışından modern hikâyeye geçişi sağlayan ilk örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu ürünler sözlü anonim olarak halk arasında yaşamış ve dilden dile aktarılarak sonraki nesillere bırakılmışlardır. İçerisinde olağanüstü olaylar olsa da çoğu zaman gerçeğe yakın olayların ele alındığı halk hikâyelerinde aşk ve kahramanlık en çok işlenen konulardır. Önemli Destan geleneğinden halk hikâyeciliğine geçişi sağlayan ilk ürünler Dede Korkut Hikâyeleridir. Konularına Göre Halk Hikâyeleri 1. Aşk hikâyeleri Toplum üzerinde büyük etkileri olan hikâyelerdir. Dilden dile dolaşarak günümüze kadar ulaşmışlardır. Halkın belleğinde önemli bir yer edinen bu hikâyeler sevgi teması üzerine kurulmuştur. Önemli Aşk Hikâyeleri Kerem ile Aslı Arzu ile Kanber Tahir ile Zühre Ercişli Emrah ile Selvihan Önemli Leyla ile Mecnun ve Yusuf ile Züleyha gibi eserlerin mesnevi şeklinde divan şiirinde de yer almaktadır. Bu tarz hikâyeler halk hikâyesi olarak kabul edilmez. 2. Dini temalı kahramanlık hikâyeleri Genellikle dini açıdan önemli olan karakterlerin oluşturduğu kahramanlık hikâyeleridir. Bu karakterler tarihe mal olmuş son derece erdemli kişilerdir. Kahramanlıklarıyla hem milletlerine hem de dine katkıda bulunmuşlardır. Önemli Dini Temalı Kahramanlık Hikâyeleri Danişment Gazi HikâyeleriHayber Kalesi HikâyesiVan Kalesi HikâyesiHz. Ali Hikâyeleri 3. Destani halk hikâyeleri İçinde destansı ögeler bulunduran ve genellikle kahramanlık üzerine kurulmuş hikâyelerdir. Bu türde yazılan iki hikâye dikkatleri çekmektedir Dede Korkut Hikâyeleri Koroğlu Hikâyesi Halk Hikâyelerinin Genel Özellikleri Dede Korkut Hikâyeleri, Türk edebiyatındaki ilk halk hikâyesi olarak kabul aşk konusu işlense de kahramanlık ve din teması da işlendiği şairlerinin vasıtasıyla gelecek nesillere aktarılan bu hikâyeler, nazım-nesir karışık hikâyelerinde olağanüstü olaylar oldukça hikâyelerinde anlatılan ilişkiler toplum içi olup fertler ve tabakalar arasında olağanüstü olaylar azalmış olup okunan şiirler koşma edebiyatında halk hikâyelerinin en eski örneği Dede Korkut göre bir mantık örgüsüne sahip olan bu hikâyelerde en çok aşk ve kahramanlık konuları hikâyeleri daha çok aşıklar tarafından düğünlerde, kahvehanelerde erkeklere hitap eden boşalan anlatıcılığı dolduran bir tür olarak karşımıza çıkar. Halk Hikâyelerini Destandan Ayıran Özellikler Halk hikâyeleri; Tarihi bir olaya dayanmaması,Nazım-nesir karışık yazılması,Şahısların ve olayların anlatımında gerçekçi bir tavır takınılmasıDaha çok aşk maceralarına yer verilmesi,Kesin bir sonun bulunması,Toplum karşısında anlatılmaları,Manzum kısımlarının saz eşliğinde anlatılması,Belli yerlerinde tekerlemelerin kullanılması yönlerinden destandan ayrılırlar. Türk Halk Hikâyelerinin Bölümleri Fasıl Dinleyiciyi hikâyeye hazırlamak ve ilgisini çekmek amacıyla anlatıcının hikâyeye geçmeden önce tekerlemeler ve türküler söylediği bölümdür. Döşeme Bu bölümde çeşitli rivayetlerden söz eden anlatıcı hikâye anlatımına geçmeden önce anlatacağı hikâyenin kahramanlarını ve olayın geçtiği mekânı tanıtır. Asıl Konu Hikâyenin asıl konusunun anlatıldığı bölüm olup daha çok hikâye kahramanının olay öncesindeki hayatının anlatılmasıyla başlar. Olay akışının ve heyecanın en üst düzeyde olduğu bölümdür. Sonuç, Dua Hikâyenin bittiği bölümdür. Bu bölümde âşıklar ya kavuşur ya da bu kavuşma öteki dünyaya bırakılır. Halk hikâyelerinin çoğunda âşıklar öteki dünyada kavuşurlar. Sade Âşık Garip hikâyesi mutlu biter. Mutlu biten hikâyelerden sonra muhammes türkü söylenir. Efsane Genellikle bu dünyada kavuşamayan âşıkların başından geçen olaylarla ilgili bu bölümde kavuşmanın öteki dünyada gerçekleştiği ile ilgili olaydan bağımsız olarak anlatılan hikâyelerin yer aldığı bölümdür. Genellikle bu kavuşma, sevgililerin mezarında iki kavak ağacının yetişmesi ve bu ağaçlara konan iki kuşun karşılıklı ötüşmesi şeklindedir. Halk Hikâyelerinin Kaynakları Türk Kaynaklı Hikâyeler Dede Korkut Hikâyeleri, Aşık Garip Hikâyesi, Kerem ile Aslı ve Emrah ile Selvihan Hikâyeleri Arap Kaynaklı Hikâyeler Leyla ile Mecnun, Yusuf ile Züleyha Hint – İran Kaynaklı Hikâyeler Kelile ve Dimne fabl, Ferhat ile Şirin Halk Hikâyelerinin Gelişimi Halk hikâyeleri destan geleneğinin devamı olarak gelişmiş zamanla destan geleneğinden modern hikâyeciliğe geçişi sağlamıştır. Destan geleneğinden halk hikâyeciliğine geçişi sağlayan ilk eser olarak kabul edilen Dede Korkut Hikâyeleri bu türün ilk örnekleri olarak da kabul geleneğinin 15. yüzyıldan sonra önemini kaybetmesiyle halk arasında epey ilgi gören halk hikâyeleri, günümüzde özellikle Doğu Anadolu’da yaşamını devam denilen saz şairleri tarafından günümüze kadar ulaşan bu hikâyeler 15. yüzyıl ile 20. yüzyıl arasında yaşamını sürdürmüştür. Oluşma şekilleri açısından destanlara benzerliklerin görüldüğü bu hikâyeler zamanla gerçekliği ele alış şekilleri açısından destanlardan ayrılmıştır. Halk hikâyelerinde ilk olarak bir olay gerçekleştikten sonra bu olaya âşıklar tarafından şiirlerin eklenmesiyle birlikte halka açık alanlarda anlatılmış ve daha sonra da yazıya geçirilerek günümüze kadar ulaşmıştır. Cenkname Nedir? Cenknameler, dini-ahlaki bilgi vermek, tarih şuuru uyandırmak ve halkın zalimlere karşı moralini artırmak amacıyla din yolunda kahraman olarak görülen insanların başından geçen olayların anlatıldığı metinlerdir. Cenknamelerin Özellikleri Kaynağını İslamiyet’in varoluş mücadelesinden anlayışın kaideleriyle birlikte din uğruna yapılan savaşlar başta Hz. Ali olmak üzere birçok dini kahramanın yaşamı kahramanlar, sözünde duran, cömert, haksızlığa boyun eğmeyen, zalimlere karşı masumları koruyan kaynağını Kur’an ve hadislerden alır. Mesnevi Nedir? Bugünkü roman ve hikâyenin karşılığı olarak kullanılan, divan edebiyatında uzun olayların aruz ölçüsünün kısa kalıplarıyla şiir şeklinde yazıldığı nazım biçimine mesnevi denir. Mesnevinin Bölümleri Dibace Manzum şiir veya mensur düzyazı şeklinde yazılabilen mesnevinin ön Allah’ın birliğinin ve bütünlüğünün anlatıldığı Allah’a yalvarış ve yakarışlarda bulunulan Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in övüldüğü bölümdür. Miraciye Miraç olayının anlatıldığı çiyar-yâri-güzîn Genellikle dört halife Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali veya devrin büyüklerinin övüldüğü Övmek anlamına gelen bu bölümde mesnevinin sunulacağı kişi Telif Mesnevinin niçin yazıldığının belirtildiği dâstan Mesnevilerde anlatılmak istenen asıl konunun ele alındığı Mesnevinin sona erdiğini belirten bölümdür. Mesnevinin Özellikleri Her beytinin dizeleri kendi arasında kafiyelidir. aa, bb, cc, dd…. ÖNEMLİ Mesnevilerin kafiyelenişinin bu şekilde olması uzun hikâyelerin bu nazım biçimiyle yazılmasını kolaylaştırmıştır. Beyit sayısı sınırsızdır. Örneğin Mevlana’nın Mesnevi adlı eseri beyitten edebiyatına İran edebiyatından girmiş olan bu nazım biçiminde beyitler arasında konu bütünlüğü şair tarafından yazılmış beş mesneviye “Hamse” adı verilir. Hamse sahibi olarak tanınmış önemli divan şairleri Ali Şir Nevâi, Taşlıcalı Yahya, Fuzuli, Nev’i-zâde Atâi’ ölçüsünün kısa kalıplarıyla yazılırlar. Divan şiirindeki manzum hikâye örnekleri olarak kabul farklı konularda yazılabilen konu sınırlaması olmayan şiirlerdir. Mesnevilerde en çok; aşk, dini ve tasavvufi, ahlaki-öğretici, savaş ve kahramanlık, bir şehri ve şehrin güzelliklerini anlatma, mizah gibi türlü konularda ele edebiyatındaki ilk mesnevi Yusuf Has Hacip’in yazdığı Kutadgu Bilig’ türün en önemli temsilcileri; Fuzuli, Şeyhi, Nabi, Şeyh Galip gibi şairlerdir. ÖNEMLİ Divan edebiyatının önemli şairleri olan Baki, Nefi ve Nedim mesnevi yazmamışlardır. Türk Edebiyatında Mesnevi Türk edebiyatında mesnevinin kullanılması 11. yüzyılda başlamıştır. Türk edebiyatında yazılan ilk mesnevi Yusuf Has Hacip tarafından kaleme alınan Kutadgu Bilig adlı 13. yüzyıldan itibaren hızlı bir gelişme gösteren Mesnevi, her beyitin kendi içinde kafiyeli olması açısından yazma kolaylığı sağladığı için birçok şair tarafından tercih edebiyatında modern anlamda hikâye ve roman olmadığı için bu dönemde olay eksenli uzun konularda mesnevi nazım biçimi kullanılmıştır. Yani mesneviler bir nevi manzum hikâye örnekleri olarak kabul edilir. Yüzyıllara Göre Önemli Mesneviler ve Yazarları 13. yüzyıl Mevlana – MesneviŞeyyad Hamza – Yusuf u Züleyha İlk aşk mesnevisi 14. yüzyıl Kutb – Hüsrev i ŞirinYunus Emre – Risaletü’n NushiyyeGülşehri – Mantıku’t Tayr Kuş DiliÂşık Paşa – GaripnameAhmedi – İskendername 15. yüzyıl Süleyman Çelebi – Vesiletü’n NecatGermiyanlı Şeyhi – Hüsrev ü Şirin ve Harname 16. yüzyıl  Fuzuli – Beng ü Bade ve Leyla ile Mecnun 17. yüzyıl  Nabi – Hayriye ve Hayrabad 18. yüzyıl  Şeyh Galip – Hüsn ü Aşk ÖNEMLİ Mesneviler; bugünkü roman ve hikâyenin karşılığı olarak Divan edebiyatında kullanılan bir nazım şeklidir. ÖNEMLİ Mesnevilerde uyak düzeni aa-bb-cc … şeklindedir. Kafiye düzeninin bu şekilde olması mesnevilerde yazma kolaylığı sağlamaktadır. Ashab-ı Kehf Kıssası Bu kıssa konusunu Kur’an’dan alan bir mesnevidir. Öğüt, ibret, hidayet, uyarma ve müjdeleme amacıyla yazılan bu kıssalar ebedi hakikatin nasıl anlatılacağını öğreten bir üslup Kehf, “Yedi Uyuyanlar olarak bilinir. İnançları uğruna yaşadığı yerden ve toplumdan vazgeçen insanların yaşamlarının anlatıldığı bir korunmak amacıyla Allah tarafından 309 yıl mağarada uyutulan bu insanlar vasıtasıyla öldükten sonra dirilme anlatılmaya nazım biçimi kullanılarak yazılan bu kıssa, ibretlik hikâyelerle ders alınması gereken kıssalardan biridir. Tanzimat Döneminde Hikâyenin Gelişimi Tanzimat Dönemi ile birlikte yönünü Batı’ya çeviren Türk edebiyatında birçok tür ilk kez bu dönemde kullanılmaya başlanmıştır. Batılı anlamda ilk hikâye örnekleri de Tanzimat Dönemi’nde görülmektedir. Daha öncesinden var olan halk hikâyeleri ve mesneviler Batı tarzı hikâyeleri tam olarak karşılamamaktaydı. Tanzimat Dönemi Hikâyelerin Özellikleri Tanzimat Dönemi’nde hikâyelerde yer alan olaylar tarihten ya da günlük yaşamdan alınmaya başlandı. İlk hikâyelerimizde meddah geleneğinin de izleri görülmeye devam Dönemi hikâyelerinde genellikle acıklı ve duygusal konular seçilmiş, ayrıca etkilendikleri romantizm akımı da bu anlayışı sürdürmelerinde etkili dönemde; zorla yapılan evlilikler ve doğurduğu acılar, Batı ile Osmanlı’nın karşılaştırılması, aşk duygusu, kadın-erkek arasındaki ilişkiler, tutsaklık-cariyelik en sık rastlanan temalar arasında yer 1. Dönem sanatçıları halkı aydınlatmak amacıyla eserleri bir araç olarak 1. Dönem sanatçılarında eserler teknik açıdan kusurludur. Olayın akışını kesip bilgi vermeTanzimat ikinci dönem sanatçıları ise realizm ve natüralizm akımlarından etkilenerek daha gerçekçi ve teknik açıdan sağlam eserler verdiler. Tanzimat Edebiyatındaki İlk Hikâye Örnekleri İlk hikâye örneği Ahmet Mithat Efendi – Letaif-i Rivayat ve Kıssadan Hisse Batılı İlk Hikâye Örneği Samipaşazade Sezai – Küçük Şeyler Samipaşazade Sezai 1859 – 1936 İstanbul’da doğan yazar Tanzimat Dönemi’nin önemli sanatçılarından biridir. Söylev tarzında yazdığı eserlerle adından söz ettiren sanatçı asıl ününü Sergüzeşt adlı romanı ve Küçük Şeyler adlı hikâyesiyle sağlamıştır. Tanzimat Dönemi’nde realizm akımından ilk etkilenen sanatçılardan biridir. Gerçekçi bir anlayışla kaleme aldığı ilk eseri “Şir” adlı tiyatro eseridir. Tanzimat edebiyatında özellikle roman ve hikâyeciliğiyle dönemin önemli yazarlarından biri olan Samipaşazade Sezai, eserlerinde gözlemden faydalanmış, sanat için sanat anlayışını benimsemiştir. Tanzimat 2. Dönem sanatçısı olan Sezai, eserlerinde süslü ve ağır bir dil kullanmıştır. Bazı Önemli Eserleri Şir – Tiyatro İclal – Düzyazı Küçük Şeyler – Hikâye Sergüzeşt – Roman Jack – Çeviri Milli Edebiyat Dönemi’nde Hikâye Bu dönemin en önemli özelliği Ömer Seyfettin’in yayımladığı “Yeni Lisan” makalesiyle birlikte uygulanmaya başlayan dilde sadeleşme hareketidir. Sağlanan dil birliğiyle birlikte milli bir anlayışla Anadolu’ya ve Anadolu insanına yönelen sanatçılar, hikâye türüyle toplumsal temaları daha çok işlemeye başladılar. Milli Edebiyat Dönemi Hikâyesinin Özellikleri Dilde sadeleşme hareketiyle son derece sade bir dil İstanbul dışına çıkarak Anadolu insanının yaşamını konu edinmeye gözlemledikleri deneyim ve yaşantıları dönemde sanat toplum için anlayışı yurtseverlik, çağdaşlaşma, geri kalmışlık, halkın çektiği sıkıntılar gibi temalar her kesiminden insanlar hikâyelerde yer almaya ruhsal ve fiziksel tasvirlerle yaşadıkları çevre içerisinde anlatılmaya çalışılmıştır. Milli Edebiyat Dönemi Hikâyesinin Önemli Temsilcileri Ömer SeyfettinRefik Halit KarayHalide Edip AdıvarYakup Kadri KaraosmanoğluReşat Nuri GüntekinAka GündüzMilli Edebiyat Döneminin en büyük hikâye yazarları olan sanatçı Balıkesir’in Gönen ilçesinde tarzı olay hikâyesi hikâyenin Türk edebiyatındaki Kalemler dergisindeki yazılarıyla Nisan 1911 tarihinde yayımladığı “Yeni Lisan” makalesi Milli Edebiyatın başlangıcı olarak kabul edilir.“Yeni Lisan makalesi edebiyat dilinde yapılan bir devrim olarak sade ve anlaşılır bir dil konusunu çocukluk ve askerlik anıları, tarihi olaylar, menkıbeler, gündelik yaşam, fıkralar ve efsanelerden almıştır. Bazı Önemli Eserleri Hikâyeleri Falaka, Bomba, Beyaz Lale, Kızıl Elma, Yüksek Ökçeler, Gizli Mabet, Yalnız Efe, Bahar ve Kelebekler, Pembe İncili Kaftan, Kurumuş Ağaçlar, İlk Düşen Ak Romanları Efruz Bey, Yalnız Efe, Ashab-ı Kehfimiz Şiir Doğduğum Yer Tiyatro Mahçupluk İmtihanı Çatışma Farklı düşünceler, duygulara sahip insanların hayat tarzından dolayı yaşadıkları anlaşmazlık, uyuşmazlık, karşıtlık gibi gerilim durumlarına çatışma denir. Tema Bir edebi metinde işlenen ve soyut olan görüş ve düşüncelere tema denir. Konu Bir metinde temanın somut hale getirilerek aktarılmasına denir. İç Monolog İnsanın iç dünyasını okuyucuya aracısız aktarmayı hedefleyen, mantıklı bir sıra

10 sınıf edebiyat dede korkut hikayeleri özet